Ebrulim
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ebrulim

Çocuklarla Çocukça
 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
En son konular
» Hayırlı Kandiller :)
Dini Hikayeler Icon_minitimePaz Eyl. 05, 2010 1:32 pm tarafından Karanfil Bahçesi

» MUHABBET KÖŞESİ...
Dini Hikayeler Icon_minitimeÇarş. Eyl. 01, 2010 11:51 pm tarafından Karanfil Bahçesi

» Anlamlarını Bilmediğimiz Kelimeler...:D
Dini Hikayeler Icon_minitimeC.tesi Tem. 10, 2010 4:29 pm tarafından Müntehar

»  Kadın ve Erkekler
Dini Hikayeler Icon_minitimeC.tesi Tem. 10, 2010 4:15 pm tarafından Müntehar

» Adminler ek iş yeparsa nolur?
Dini Hikayeler Icon_minitimeC.tesi Tem. 10, 2010 4:11 pm tarafından Müntehar

» THY çağrı merkezinden komik diyaloglar
Dini Hikayeler Icon_minitimeC.tesi Tem. 10, 2010 4:05 pm tarafından Müntehar

» Ömer Faruk DEMİRBAŞ
Dini Hikayeler Icon_minitimePtsi Mayıs 03, 2010 4:19 pm tarafından resule-hasret

» Hangi Takım?
Dini Hikayeler Icon_minitimeSalı Mart 31, 2009 1:28 pm tarafından resule-hasret

» Şirinler
Dini Hikayeler Icon_minitimeSalı Mart 31, 2009 1:26 pm tarafından resule-hasret

Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Bir Ayet
HAKKI GİZLEMEK3:71. Ey ehl-i kitap! Neden doğruyu eğriye karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?
Bir Hadis
Hz. Ali (ra)`den biri anne bir erkek kardeş, diğeri koca olan iki amca çocuğu hakkında sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Koca için yarı, anne bir erkek kardeş için altıda bir, geri kalan da aralarında ikiye bölünür." [Rezin tahric etmiştir. (Buhari`de muallak olarak gelmiştir: Feraiz 15)]
DUALAR
Günün Duası: Rabbim, bir insanı koy kalbime ama o insan seninde sevdiğin bir insan olsun. Ve beni öyle bir insana sevdir ki, o insanın kalbinde sen olasın. Ki ben o insanın kalbinde seni bulayım. Beni öyle bir insanla buluştur ki benden önce onunla buluşmuş olan sen olasın. o insan HZ MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.)
En iyi yollayıcılar
Karanfil Bahçesi
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
Esra
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
-reyhan-
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
K.Kübra Başkülekçi
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
tatlıbelam
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
Müntehar
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
Beyzanur_Fatmagul
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
resule-hasret
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
vildan
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
merve gökçe
Dini Hikayeler Vote_lcapDini Hikayeler Voting_barDini Hikayeler Vote_rcap 
Istatistikler
Toplam 88 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: ELİS

Kullanıcılarımız toplam 7103 mesaj attılar bunda 245 konu

 

 Dini Hikayeler

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
vildan
Moderatör
Moderatör
vildan


Kadın Mesaj Sayısı : 342
Yaş : 31
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 18/08/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimeSalı Eyl. 02, 2008 3:47 pm

Şehir içi dolmuşların birinde 20 yaşlarında ince elbiseler giyinmiş genç bir kız utanma duygusunu parçalar bir şekilde açılıp saçılmış fitne sergiliyordu. Arkasında saçı sakalı ağarmış ihtiyar genç kızın halinden dolayı arkasında utançla oturuyordu. Kızın kulağına eğilerek edeple şöyle fısıldadı: Ey kızım sana yakışan örtünmektir. Tesettür, insan kurtlarının iştahını kabartan bu şeffaf elbiseden daha faziletlidir. Hem bu hayâyı parçalar fitneye sürükler.
Genç kız şöyle dedi: sana ne kabrime benimle beraber mi gireceksin, cennete ve cehenneme koymak senin elinde mi? Kız ahmaklaşmış adamın üzerine gitmeye başlamıştı. Sonra cüreti ve utanmaz tavırlarını artırdı adamla alay ediyor şöyle diyordu: Al işte cep telefonum ALLAHı arada bana cehennemde hangi odayı ayıracağını söyle. Kız çirkin bir kahkaha attı. Adam çekindi ALLAHa sığındı ALLAH bana yeter o ne güzel vekildir dedi ve sustu.
Bu cahil kıza nasihat edeceğine pişman oldu. Sessiz geçen 10 dakikadan sonra şoför durağa gelmiş herkes inmeye başlamıştı herkes genç kızında inmesini bekledi. O arabanın kapısının yakınında oturuyordu ve uyuyup kalmıştı. Adama onu uyandırmasını söylediler. Adam çekinerek onu hafifçe sarstı ve oda yere seriliverdi. Ruhunu yaradanına teslim etmişti. Yolcular gördükleri duruma hayret ederek titrediler ve biz ALLAHtan geldik ona dönücüleriz diyerek istirca ettiler.
Genç kız yaratıcısıyla alay etmişti. İşte cep telefonum demişti, ALLAHı ara bana cehennemde hangi odayı ayırıcağını söyle diyordu. Rabbine doğru yola çıkmıytı. İşte hayatı rabbiyle dalga geçtiği sırada sonlanmıştı. Bu ibret tablosu şu hadisi hatırlatıyor.
"Şüphesiz kul ucunun nereye nereye varacağını düşünmeden ALLAH 'ı gazaplandıracak bir söz söyler bu sayede cehennemi boylar."
Konuşmadan önce ne söyliceğimizi iyi düşünmek gerekir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
nesrin

nesrin


Kadın Mesaj Sayısı : 38
Yaş : 29
Nerden : istanbul
Kayıt tarihi : 22/08/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimeSalı Eyl. 02, 2008 8:54 pm

gerçekten ders verici güzel bir hikaye
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
-reyhan-
Moderatör
Moderatör
-reyhan-


Kadın Mesaj Sayısı : 567
Yaş : 29
Nerden : Ankara
Lakap : Hadis Meleği
Kayıt tarihi : 01/09/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimeSalı Eyl. 02, 2008 10:30 pm

Alllah c.c arzı olsun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vildan
Moderatör
Moderatör
vildan


Kadın Mesaj Sayısı : 342
Yaş : 31
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 18/08/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimeC.tesi Eyl. 06, 2008 3:24 pm

Oğlu ile babası sahile indiler:

Babacığım şu yerdeki şeyler neyin nesi?

-Çakıl taşı çocuğum.

Oğul kafasını sağa çevirdi:

Babacığım ya bunlar?

-Onlar da çakıl taşı evladım..

Sola çevirdi:

Ya bunlar babacığım?

-Hepsi çakıl taşı evladım...

Babacığım ne kadar da çok var bunlardan!

- Evet evladım..

Peki babacığım bunlardan daha çok bir şey var mı dünyada?

-Var evladım..

Nedir babacığım?



-BABANIN GÜNAHLARI EVLADIM!



- Babacığım, ya senin günahlarından daha çok bir şey var mı?

-Var evladım..

-Nedir babacığım?



- ALLAH'IN (C.C.) RAHMETİ
EVLADIM...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vildan
Moderatör
Moderatör
vildan


Kadın Mesaj Sayısı : 342
Yaş : 31
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 18/08/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimeC.tesi Eyl. 06, 2008 3:26 pm

Yolda karşılaştığımızda,ezan okunuyordu.- Gel seni camiye götüreyim,dedim. Bugün Cuma biliyorsunDaha önceki tekliflerimi de reddettiği için: - Sen de benim camiye gitmediğimi biliyorsun,dedi. - Biliyorum ama,dedim. Sebebini de merak ediyorum. - Ne bileyim olmuyor işte,diye karşılık verdi. Belki çevrenin de tesiri var. Hem pantolonumun ütüsü bozulup dizleri aşınır diye endişe ediyorum.İster istemez gülerek:- Herhalde şaka yapıyorsun,dedim. Bunun için cami terk edilir mi hiç?- Ciddi söylüyorum,dedi. Giyimime ve özellikle “Yeşil”e çok düşkün olduğumu bilirsin.Gerçekten de öyleydi. Giydiği birbirinden güzel elbiseleri mutlaka yeşilin bir başka tonundan seçer ve her zaman ütülü tutardı.- Peki,dedim. Hayatında hiç camiye gitmedin mi?- Çocukken dedemle birkaç kere gitmiştim,diye cevap verdi. Fakat artık gidebileceğimi zannetmiyorum.Söyledikleri beni son derece şaşırtmış ve bu konuyu açtığıma pişman etmişti. Daha sonra el sıkışıp ayrıldık.Onunla konuşmamızdan iki ay sonra,kendisinin camide olduğunu söylediler. Hemen gittim. Bahçedeki namaz saflarının en önünde duruyordu ve üzerinde yine yeşiller vardı.Yavaşça yanına yaklaştım ve kısık bir sesle:- Hani,dedim. Hiç camiye gelmeyecektin?Hiç sesini çıkartmadı. Çünkü musalla taşının üzerinde,yeşil örtülü bir tabut içinde yatıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
-reyhan-
Moderatör
Moderatör
-reyhan-


Kadın Mesaj Sayısı : 567
Yaş : 29
Nerden : Ankara
Lakap : Hadis Meleği
Kayıt tarihi : 01/09/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePaz Eyl. 07, 2008 2:21 pm

Süpermiş Crying or Very sad Allah cc razı olsun amin cümlemizden ecmain Dini Hikayeler 483222
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vildan
Moderatör
Moderatör
vildan


Kadın Mesaj Sayısı : 342
Yaş : 31
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 18/08/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePaz Eyl. 07, 2008 2:31 pm

Amin ecmain
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vildan
Moderatör
Moderatör
vildan


Kadın Mesaj Sayısı : 342
Yaş : 31
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 18/08/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimeC.tesi Ara. 27, 2008 1:20 pm

Bir hükümdar amansız bir hastalığa yakalanmıştı. Ülkenin bütün hekimleri saraya geldi, komşu ülkeden hekimler de çağırıldı, ama hastalığa çare bulunamadı.
Hükümdar herkesin gözü önünde, eriyip bitiyordu.
Umutsuzluk içinde, son çare olarak bütün falcıların, büyücülerin bulunup saraya getirilmesi istendi.

Ülkede ne kadar falcı, büyücü varsa toplayıp getirdiler.
Hükümdara tek tek baktılar bildikleri bütün numaraları yaptılar ama hiç bir iyeleşme sağlanamadı.
Hükümdar iyice ümitsizliğe düşmüşken günün birinde sarayın kapısına yaşlı bir kadın geldi.
Bu kadın, hükümdarın derdini nasıl çözeceğini bildiğini söylüyordu!
Yaşlı kadını hükümdarın yanına götürdüler. Hükümdar yatağından doğrulamadan(söyle kadın)diye güç bela konuştu. Neymiş senin çaren?
Kadın-Adamlarınız ülkeyi dolaşacak, ülkenin en mutlu adamını bulacak, onun gömleğini alıp size getirecek.
Sizde bu gömleği giyince iyeleşeceksiniz.
Hükümdar emir verdi, adamları hemen ülkeye dağıldı.
Önce en zenginlerin kapısını çalmağa başladılar.
Ama hangi zenginle gidip konuşulsa, onun hiç de tahmin edilen gibi mutlu olmadıklarını gördüler.
Aralarından bir iki kişi, en değerli gömleklerini verdi. Hükümdar gömlekleri giydi ama bunların da bir faydası olmadı.
Böylece o gömlek sahiplerinin de söyledikleri gibi mutlu olmadıkları ortaya çıktı.

Hükümdar köpürüyor, adamları bütün ülkeyi adım adım dolaşıyor, zengin, fakir demeden mutlu insan arıyor ama bir kişi bile bulamıyorlardı.
Durmaksızın dolaşmaktan yorgun ve susuz kalan hükümdarın adamlarının bir kaçı yıkık dökük bir kulübenin yanından geçmekteydi.
Su istemek için yaklaştıklarında içeriden gelen sesi duydular.
Bir adam kendi kendine konuşuyordu.
—Ne kadar mutluyum, benden iyisi yok, karnımı doyurdum, yarın çalışabilecek gücüm de var... Benden iyisi yok.
Adamlar suyu falan unutup hemen içeri daldılar.
Bu son derce yoksul kulübede bir adam yere oturmuş, kâğıt üzerine serdiği peynir ekmeğin son kırıntılarını ağzına atarken, bir yandan da şarkı söylüyordu.
Hükümdarın adamları(Nihayet bulduk)diye adama hamle ettiler ve yanan tek bir mumun zayıf ışığında, ADAMIN GÖMLEĞİNİN OLMADIĞINI gördüler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
-reyhan-
Moderatör
Moderatör
-reyhan-


Kadın Mesaj Sayısı : 567
Yaş : 29
Nerden : Ankara
Lakap : Hadis Meleği
Kayıt tarihi : 01/09/08

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimeÇarş. Ocak 21, 2009 10:01 pm

Çok etkili gerçekten Allah cc razı olsun....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:17 pm

benim de eklememde bi sakınca yok demi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:29 pm

Papaz ve Hz.Ali (r.a.)
Hz. Ali r.a. ordusu ile harbe gitmekteyken uğradığı son bir kaç konak yerinde su bulamaz. Sonunda bir kilise görür ve o yana yönelirler. Kiliseye varır su isterler. Kilisedekiler:
-10 mil uzakta su var.
Hz. Ali r.a.
- Oraya gitmeye gerek yok şurayı kazın.
İşaret edilen yer kazılır. Büyük bir taş ortaya çıkar. Uğraşırlar uğraşırlar değil taşı kaldırmak oynatamazlar bile.
Hazret-i Ali r.a. gelir. Mübârek parmaklarını taşın altına sokarlar, sanki bire tüy misali kalkar. Taşın kalkmasıyla beraber saf, tatlı ve soğuk bir su fışkırır. Sevinç ve şükürle sular içilir, kaplar dolar
Kilisenin Papazı diğer kilisedekiler uzaktan onları seyretmektedirler, durumu görünce, Sevinç içinde Hz. Ali'nin huzûruna gelir ve sorarlar::
-Peygambermisiniz?. Yoksa...
-Hayır ben peygamber değilim, ama son peygamberin dâmâdı ve halifesiyim!
Papaz hemen kelime-i şehâdet getirerek Müslüman olup şöyle der:
-Ey mü'minlerin emiri! Bu kiliseyi, bu taşı kaldıran zâtı bekleyip görmek için yapmışlardır. Kitaplarımızda yazar, büyüklerimiz anlatırdı; burada bir kuyu vardır. Üzerindeki taşı peygamber veya onun Halifesi kaldırabilir. Bu taşı sizin kaldırdığınızı görünce, yıllardır beklediğim arzuya kavuştuk.
Hazret-ü Ali buyurdu ki:
-Allahü teâlâya hamd olsun!

Ve râhib orduya katılıp, şehit olmak saâdetine kavuşur...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:29 pm

NAMAZDA VURULMAK
Rasul-i Ekrem s.a.v.'in de hazır bulunduğu 'Zâtü'r-Rika' gazvesindeki bir çarpışmada, müslümanlardan biri müşrik bir adamın muharebe yerinde bulunan karısını öldürmüştü. Kadının kocası da misilleme olarak mutlaka bir müslüman öldürmeye yemin etmişti. Rasulullah s.a.v. ve arkadaşlarının peşinden onları izlemeye başladı. Allah Rasulü akşam üstü bir yerde konaklama hazırlığı yaptı ve yanındakilere sordu:
- Bu gece istirahatimizde bize kim bekçilik yapacak?
Muhacir ve Ensar'dan iki adam cevap verdiler:
- Ya Rasulallah, biz sizler için nöbet tutarız.
- Öyleyse şu vadinin giriş kısmında bekleyin.
Bu iki gönüllü, Ammar b. Yâsir ile Abbâd b. Bişr idiler. Gece nöbetine duracakları sırada Ensar'dan olan Abbâd, Muhâcirler'den olan Ammar'a:
- Gecenin hangi bölümünde nöbette olmamı istersin? diye sordu. O da:
- Gecenini ilk bölümünde benim yerime sen bakıver, dedi.
Bu karardan sonra Muhacir, kendi nöbeti gelinceye kadar arkadaşının yanına uzanıverdi. Nöbetteki Ensar da, vaktin değerlendirmek için gece namazına durdu.

Meğer karısı öldürülen müşrik herif de, o sırada yakınlardaydı. Namazda duran adamı farketti ve onun nöbette olduğunu anladı. Bir ok atıp sapladı ve atmaya devam etti. Nöbetçi sahabi üçüncü okla ağır yaralanmıştı. Derhal rükû ve secdeleri yapıp namazının tamamladı ve arkadaşını uyardı:
- Kalk artık kalk! Ben yaralandım arkadaş, hareketten kesildim!..
Arkadaşı yerinden fırlayınca, okçu müşrik de korkup uzaklaştı. Yaralı arkadaşının durumunu gören Muhacir hayretle sordu:
- Fesubhanallah! Sana ilk ok atılanca beni uyandırsaydın ya!
- Okumakta olduğum bir surenin ortalarında idim. Onu kesmek istemedim. Eğer Rasulullah'ın bize verdiği nöbetçiliğe zarar gelmeyecek olsaydı, canım çıkasıya okuduğum sureyi kesmezdim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:29 pm

NAMAZ VE MİR'AÇ
Malik bin Sa'saa r.a anlatıyor:
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdular:

Ben Kâbe-i Muazama'da iki kişinin arasında uyku ile uyanıklık arasında yatmakta iken, içi îman ve hikmetle dolu, altından bir leğen getirdiler. Boğazımdan karnıma kadar göğsümü yardılar. Zemzem suyu ile yıkayıp, îman ve hikmetle doldurdular. Katırdan küçük merkepten ise büyük, burak denilen bir hayvan getirdiler. Cibril Aleyhisselâm ile beraber gittik.


Birinci kat semâya gelince:

-Kim o? denildi,
Cibril a.s.:
-Cebrâil, diye cevap verdi.
-Yanındaki kim? denildi.
Cebrâil de:
-Muhammed, dedi.
-Ona, buraya gelme daveti gönderildi mi? denildi.
Cebrâil:
-Evet, dedi.
-Hoş geldi, O ne güzel bir misafirdir, denildi.

Bunu takiben Adem aleyhisselâma geldim, selâm verdim,
-Hoş geldin, salih peygamber salih oğul! dedi.
Ben:
-Bu kim ey Cibril? diye sordum.
O da:
-Bu, Adem aleyhisselâmdır. Sağında ve solunda gördüğün bu kalabalıklar evlâdlarının ruhlarıdır. Sağındakiler cennetlik, solundakiler ise cehennemliklerdir. Bunun için sağına baktığı zaman gülüyor, soluna baktığı zaman ağlıyor, dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:30 pm

Sonra ikinci semaya geldik.

-Kim o? denildi.
Cebrâil:
-Ben Cebrail, dedi.
-Yanındaki kim? denildi.
Cebrail:
-Muhammed, dedi.
-Ona, buraya gelme daveti gönderildi mi? denildi.
Cebrail:
-Evet, dedi.
-Hoş geldi, ne güzel bir misafir geldi! denildi.

Bunu takiben Isa ile Yahya Peygamberlere rastladım. Her ikisi de:
-Hoşgeldin kardeşimiz hoşgeldin ey peygamber! dediler.


Sonra, üçüncü kat semaya geldik.

-Kim o? denildi.
-Cebrail, diye cevap verildi.
-Yanındaki kim? diye soruldu.
-Muhammed, diye cevap verildi.
-Ona buraya gelme daveti gönderildi mi? diye soruldu.
Cebrail:
-Evet, dedi.
-Hoş geldi, ne güzel bir misafir geldi, denildi.

Bunu müteakip Yusuf aleyhisselâm'a rastladım. Selâm verdim;
-Hoş geldin kardeş ve Peygamber, dedi.


Sonra dördüncü semaya geldik.

-Kim o? denildi.
-Cebrail, diye cevap verildi.
-Yanındaki kim? diye soruldu.
-Muhammed, diye cevap verildi.
-Ona, buraya gelme daveti gönderildi mi? diye soruldu.
-Evet, diye cevap verildi.
-Hoş geldin, ne güzel misafir geldi! denildi.

Bunun takiben îdris aleyhisselâma rastladım. Selâm verdim.
-Hoş geldin, kardeş ve Peygamber, dedi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:31 pm

Sonra beşinci kat semaya geldik.

-Kim o? denildi.
-Cebrail, diye cevap verildi.
-Yanındaki kim? diye soruldu.
-Muhammed,'diye cevap verildi.
-Ona, buraya gelme daveti gönderildi mi, denildi.
-Evet, diye cevap verildi.
-Hoş geldi, ne güzel bir misafir geldi, denildi.


Bunu müteakip Harun aleyhisselâma rastladık. Kendisine selâm verdim.
-Hoşgeldin, kardeş ve Peygamber! dedi.


Sonra altıncı semaya geldik.

-Kim o? denildi.
-Cibril, diye cevap verildi.
-Yanındaki kim? diye soruldu.
-Muhammed, denildi. .
-Ona buraya gelme daveti gönderildi mi? diye soruldu.
-Evet, denildi.
- Hoş geldi, ne güzel bir misafir geldi! denildi.

Bunu takiben Musa aleyhisselâma rastladım ve selâm verdim.
-Hoş geldin, kardeş ve Peygamber! dedi.
Kendisinden ayrılınca ağlamaya başladı.
Hazreti Allah tarafından kendisine:
-Niye ağlıyorsun? diye soruldu.
Musa aleyhisselâm:
-Ey Rabbim, benden sonra Peygamber olan bu gencin ümmetinden cennete benim ümmetimden daha çok insanlar girecektir, bunun için ağlıyorum, dediSonra yedinci semaya geldik.

-Kim o? denildi.
-Cibril, diye cevap verildi.
-Yanındaki kim? diye soruldu.
-Muhammed, diye cevap verildi.
-Ona, buraya gelme daveti gönderildi mi? Hoş geldi, ne güzel misafir geldi! denildi.

Bunu takiben ibrahim aleyhisselâma rastladım. Selâm verdim.
-Hoş geldin oğul ve Peygamber! dedi.


Hemen bana Beytü'l Mâmur gösterildi. Cibril'e sordum. O da:
-Bu, Beytü'l Mâmur'dur. Her gün yetmiş bin melek orada namaz kılar ve çıkarlar. Çıkanlar da bir daha artık oraya dönmezler, dedi.

Bana Sidretü'l Müntehâ ağacı da gösterildi. Bir de baktım ki, bu ağacın meyveleri meşhur Hacer beldesinin büyük destileri, yaprakları da fillerin kulakları büyüklüğünde idi. Altından dört nehir akıyordu. Bunların ikisi bâtın, ikisi zahir idi. Cibril'e bu nehirleri sordum. O da:
-Bâtın, yani içe ait iki nehir cennette, zahir yani dışa ait iki nehir de Nil ile Fırat'tır, dedi.


Sonra o kadar yükseğe çıkarıldım ki orada mukadderatı yazan kalemlerin sesini işitir oldum.


Sonra üzerime elli vakit namaz farz kılındı. Döndüm. Musa aleyhisselâma gelince, bana:
-Ne oldu? diye sordu.
-Üzerime elli vakit namaz farz kılındı, dedim.
Musa aleyhisselâm:
-Ben insanları senden daha iyi bilirim, israil Oğulları ile çok uğraştım. Senin ümmetinin bu elli vakit namaza gücü yetmez. Rabbine dön ve bu namazları azaltmasını niyaz et! dedi.
Döndüm. Niyazda bulundum. Allahü Teâlâ bunları kırka indirdi. Sonra yine Musa aleyhisselâma geldim. Aynı şeyi söyledi. Döndüm. Allahü Teâlâ namazları otuza indirdi. Yine aynı şey tekrarlandı. Döndüm, Allahü Teâlâ namazları yirmiye indirdi. Yine aynı şey oldu. Döndüm, Allahü Teâlâ namazları ona indirdi. Yine Musa aleyhisselâma geldim, aynı şeyi söyledi. Döndüm, Allahü Teâlâ namazları beş vakte indirdi. Yine Musa aleyhisselâma geldim.
-Ne yaptın? dedi.
-Allah namaz vakitlerini beş vakte indirdi, dedim. Musa aleyhisselâm yine gidip, daha da indirmesi için Allah'a niyaz etmemi söyledi ise de ben:
-Hayır, razı oldum, dedim.
Bunun üzerine Allah tarafından bir nida geldi. Farzım kesinleşmiştir. Kullarıma gereken kolaylığı yaptım. Her iyi amel karşılığında da on sevab vereceğim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:31 pm

Annenin İhtiyacı Var

Ebû'l-Haseni'l-Harkânî (k.s) hazretleri şöyle anlatır:

İki kardeş vardı. Bu iki kardeşin hizmete muhtaç bir anneleri vardı. Her gece kardeşlerden biri annenin hizmeti ile meşgul olur, diğeri Allah Teâlâ'ya ibâdet ederdi. Bir akşam, Allah Teâlâ'ya ibâdet kardeş, yaptığı ibâdetten, duyduğu hazdan dolayı kardeşine:

- Bu gece de anneme sen hizmet et, ben ibâdet edeyim, dedi.

- Kardeşi kabul etti. İbâdet ederken secdede uyuya kaldı ve o anda bir rüya gördü.


Rüyasında bir ses ona:

- Kardeşini affettik, seni de onun hatırı için bağışladık, deyince genç:

- Ben Allah Teâlâ'ya ibâdet ediyorum. Kardeşim ise anneme hizmet ediyor. Fakat beni onun yaptığı amel yüzünden bağışlıyorsunuz, dedi.


Ses ona:

- Evet, senin yaptığın ibâdetlere bizim hiç ihtiyacımız yok. Fakat, kardeşinin annene yaptığı hizmetlere annenin ihtiyacı vardı, karşılığını verdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:32 pm

Bir Kabrin Bulunması

Bir rivâyete göre Ebü'l-Hasan Harkânî, Kars'ın fethine katılmış ve kale önlerinde şehit düşmüştür. Kars'ta, Hasan Harkânî'nin kabrinin bulunmasıyla ilgili çeşitli rivâyetler vardır. Evliyâ Çelebi, Seyahatnâme'sinde bir rivâyeti şöyle nakletmektedir:

Kars kalesi Osmanlılar tarafından Üçüncü Murâd Han devrinde tekrar geri alınınca, kale tâmirâtı Lala Mustafa Paşaya verilmişti. Tâmirâtın yapıldığı sırada askerlerden Hâfız Osman isimli hal sâhibi biri rüyâsında Hasan-ı Harkânî'yi gördü. Ona;

- Oğlum Hâfız Osman! Uzun müddetten beri toprak altında yatmaktayım. Paşana söyle, kabrimi ayan edip açığa çıkarsın, okunacak Fâtihalardan nasîbdâr olayım." dedi.


Ertesi gece Hâfız Osman aynı rüyâyı tekrar gördü. Fakat cesâret edip Paşaya söyleyemedi. Üçüncü gece de aynı rüyâyı gördü. Ebü'l-Hasan Harkânî, mütebessim çehresiyle bu defâ şöyle dedi:


-Yavrum Hâfız Osman! Gördüğün rüyâlar sâdık rüyâlardır. Yalnız makâmımın nerede olduğunu, evvelki rüyâlarında söylemediğim için, seni tereddütte bıraktım. Bunun için de paşaya söylemeye cesâret edemedin. Şimdi dikkatlice dinle târif ediyorum. Yarın hemen Paşaya çık ve söyle. Kars Kale içi mahallesinde Kağızman Kapısı'na girdiğinde yirmi iki adım gün batı tarafına gidersin, son adımın altında benim tabutum bulunur. Üzerimdeki kül ve toprak yığınlarını temizledikten sonra, hâlis topraktan üç arşın eşin. Sandukam meydana çıkar. Tekrar Kars Kalesine doğru on sekiz adım götürür oradan da üç arşın derinliğinde hâlis topraktan kabrimi eşer oraya defnedersiniz. Baş ucuma bir de câmi inşâ edersiniz.


Hâfız Osman gördüğü bu sâdık rüyâyı ertesi gün Paşaya büyük bir heyecanla anlattı. Paşa bu askerini kucakladıktan sonra;


- Yâ evlâdım! Sen de mi bu rüyâyı gördün? Evet oğlum, bir pîrî fânî, bana da bu husûsu defâlarca rüyâda buyurdularsa da senin tafsilâtlı rüyân gibi olmadığından büyük tereddüt ve endişe içindeydim. Bihamdillah bu telaşlı endişeden beni kurtardın." dedi.

Ertesi gün Lala Mustafa Paşa bir tamim yayınladı. Bütün halk ve askerî erkân, tekbir sesleriyle rüyâda târif edilen yere geldi. Kazma işi tamamlanıp tabut çıkınca, Mustafa Paşa ulemânın müsâdesiyle açtı. Tabuttan hoş bir koku yayıldı. Arkasındaki yaş hırka bile henüz çürümemişti ve savaş sırasında yaralanan sağ bacağı ile sol pazusuna bağlanan mendillerden, hâlâ kan damlamaktaydı. Durum sultana bildirilince, Üçüncü Murâd hemen bir türbeyle yanına câmi yaptırılmasını emretti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:32 pm

Öyle Bir Tevbe Yaptı ki...

Hz. Büreyde (r.a.) anlatıyor:

Resûlullah (s.a.s.)'a, Mâiz İbnu Mâlik el-Eslemî (ra) gelerek:

- Ey Allah'ın Resûlü, ben nefsime zulmettim, zinâ fazihasını işledim, beni temizlemeni istiyorum" dedi. Resûlullah (sav) onu reddetti , geri çevirip meselenin üzerine gitmedi..


Ancak Mâiz ertesi gün tekrar geldi. Yine:

- Ey Allah'ın Resûlü, ben zinâ fazihasını irtikab ettim!" diye ikinci sefer itirafta bulundu. Adamı ikinci sefer geri çeviren Resûlullah (sav) adamın kavmine birisini yollayarak:

-Onun aklında bir noksanlık biliyor musunuz, normal bulmadığınız bir davranışına rastladınız mı?, diye tahkik ettirdi.


Ancak hep beraber:

-Biz onu gördüğümüz kadarıyla, aramızdaki sâlih kişilere denk akıl sahibi biliyoruz" dediler.


Mâiz üçüncü sefer müracaatta bulundu. Hz. Peygamber (sav) onlara yine birini göndererek adam hakkında sordurdu. Yine ne kendinde, ne aklında bir kusur olmadığını söylediler.

Adam dördüncü sefer müracaat edince, ona bir çukur kazdırdı. Taşlanmasını emretti ve taşlandı.

Gâmidiye adında bir kadın da gelerek:

- Ey Allah'ın Resûlü, beni niye reddediyorsun. Görüyorum ki, beni de Mâiz gibi geri çevirmek istiyorsun. Allah'a kasem olsun ben hamileyim de!, dedi.

Hz. Peygamber (sav) :

-Öyle ise hayır. Sen git ve çocuğu doğurunca gel,dedi.


Kadın gitti çocuğu doğurunca, bir beze sarılmış olarak çocukla geldi.

-İşte çocuk, doğurdum!,dedi.

Resûlullah (sav) :

-Git, sütten kesinceye kadar emdir, sonra gel!" buyurdu.


Kadın gitti, o çocuğu sütten kesince çocukla birlikte geldi. Çocuğun elinde bir ekmek parçası vardı.

-Ey Allah'ın Resûlü, işte çocuk, sütten kestim, yemek de yedi" dedi.

Resûlullah (sav) çocuğu alıp, Müslümanlardan birine teslim etti. Sonra bir çukur kazılmasını emir buyurdu. Göğsüne kadar derinlikte bir çukur kazıldı. Bundan sonra halka taşlamalarını emretti. Herkes taşladı. Hâlid İbnu Velid (ra) elinde bir taş ilerledi, başına attı. Kan yüzüne fışkırmıştı, kadına küfretti. Resûlullah (sav) Hâlid'in kadına küfrettiğini işitince:

-Ey Hâlid ağır ol!, dedi ve ilâve etti:

- Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl'e kasem olsun, bu kadın öyle bir tevbe yaptı ki, şâyet alış-verişte sahtekârlık yapanlar aynı tevbe ile tevbe yapsalardı, onların bile mağfiretine yeterdi !

Sonra Resûlullah (tekfın) emretti. Kadının üzerine namaz kıldırdı ve defnedildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
mehtap1996

mehtap1996


Kadın Mesaj Sayısı : 113
Yaş : 27
Nerden : istanbul
Lakap : mefoş
Kayıt tarihi : 15/02/09

Dini Hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: Dini Hikayeler   Dini Hikayeler Icon_minitimePerş. Mart 12, 2009 3:33 pm

Allah c.c Nasıl Misafir Edilir?

--------------------------------------------------------------------------------

Musa Aleyhisselâmın ümmeti:

- Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. «Nasıl olur, Allah (haşa) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir» diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tenbihledi. Fakat Musa Kelîmullah Turu Sina'ya çıkıp, bazı münasaatta bulunmak istediğinde, Allah tarafından şöyle nida olundu:

- «Ya Musa neden kullarımın davetini bana getirip söylemiyorsun?»

Musa Aleyhisselâm:


«Ya Rabbi, böyle daveti size gelip söylemekten haya ederim. Nasıl olur, Zatı Ulûhiyetiniz onların söylediklerinden beridir» dedi.

Allah (c.c.):


«Söyle kullarıma, onların davetine Cuma akşamı geleceğim» buyurdu.

Musa Aleyhisselâm gelip kavmini durumdan haberdar etti, hazırlığa başlandı, koyunlar, sığırlar kesildi. Mümkün olduğu kadar mükellef bir yemek sofrası hazırlandı. Çünkü misafir gelecek olan ne bir vali, ne bir padişah, ne bir başka yaratıktı. Kâinatın yaratıcısı misafir olarak gelecekti. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, akşam üstü uzak yollardan geldiği belli; yorgun argın, üstü-başı birbirine karışmış bir ihtiyar gelip:


«Ya Musa! Uzak yollardan geldim, acım, bana bir miktar yemek verin de karnımı doyurayım» dedi.


Hz. Musa:

- Acele etme, hele şu testiyi al da biraz su getir bakalım. Senin de bir katkın bulunsun. Biraz sonra Allah (c.c.) gelecek, dedi.

Tabii adam daha fazla diretmeden çekip gitti. Yatsı vakti oldu, beklenen misafir halâ gelmedi. Sabah oluncaya kadar beklediler, halâ gelen giden yoktu. Neyse ümidi kestiler. Hz. Musa taaccüp içinde idi.

İkinci gün Hz. Musa Tur'a gidip:

- Ya Rabbi, mahcup oldum, ümmetim: «Ya Sen bizi kandırdın, ya Allah sözünde durmadı» diyorlar dediğinde, şöyle hitap olundu:

- Geldim ya Musa, geldim. Açım dedim, beni suya gönderdin, bir lokma ekmek bile vermedin. Beni ne sen, ne kavmin ağırladı.» Bunun üzerine Hazreti Musa Kelîmullah:

- Ya Rabbi bir ihtiyar geldi sadece, o da bir kuldu, Allah değildi. Bu nasıl olur? dediğinde Cenabı Allah:

- «İşte ben o kulum ile beraberdim. Onu doyursa idiniz, beni doyurmuş olacaktınız. Çünkü ben ne semalara, ne yerlere sığarım, ben ancak aciz bir kulumun kalbine sığarım. Ben o kulumla beraber gelmiştim. Onu aç olarak geri göndermekle, beni geri göndermiş oldunuz» buyurdu.

Demek ki, Allah için yapılan her şey, bizzat Allah'ın kendisine yapılmış gibi olmakta, Allah o kimseden razı olmaktadır.

Büyük Dini Hikayeler, İbrahim sıddık İmamoğlu, Osmanlı Yayınevi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.minikdualar.com
 
Dini Hikayeler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dini Resimler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ebrulim :: İslamiyet :: Genel Dini Konular-
Buraya geçin: